Magical Waterfall and Fish Pond

29 Mayıs 2009 Cuma

SEVGİ, DOSTLUK, PAYLAŞIM TERAPİSİ



: Hey! arkadaşlar duydunuz mu? Tuvana annemiz yeni bir projeye başlamış..









: Evet ya duyduk tabi...






: Ben duymadım. neymiş o proje?










: Eee bütün gün pencere önünde uyursan duymazsın tabi. Bak şimdi anlatayım.










: Durun durun, biz de geliyoruz. Bekleyin...








: Bakın biliyorsunuz pek çok arkadaşımız sokaklarda dünyaya geliyorlar ve eğer birileri onları sahiplenmezse, doğru barınaklara gönderiliyorlar.





: evet ya, üstelik barınaklardaki koşullar da hiç iç açıcı değil. Ama ne yapsın dostlarımız. Ellerinden geleni yapıyorlar ama doğrusu bizlerinde nüfüsumuz o kadar çok artıyor ki...







: Eeee? neymiş Tuvana annenin projesi?









: hani insanların yaşlanınca, bakacak kimseleri de olmayınca gittikleri huzur evleri varya... Bir de kimsesiz çocukların yaşadıkları yurtlar. İşte bu proje gerçekleşirse, bizlerden bazılarını buralara gideceğiz. Oradaki yaşlılara, kimsesiz çocuklarla dost olacağız.







: ben bebek bile bakarım











: o zaman arkadaşlar şimdi hep beraber dua edelim de bu proje bir an önce uygulanmaya başlasın






: biz başladık bile dua etmeye













9 Mayıs 2009 Cumartesi

6 Mayıs 2009 Çarşamba

KÜRK E H A Y I R !



: Şu insanlar ne kadar acayipler. Bir de birbirlerine sevgiden söz ederler. İçinde gerçekten sevgi taşıyanlar sırf zevk için bir canlının canına kıyar mı?
Sanki bizleri vahşice öldürüp, derilerimizi üzerlerine giymeseler soğuktan donacaklar.








: Ayrıca insanlarının birinin eline diken batsa avaz avaz bağırırlar.
Peki bizleri katlettikleri zaman nasıl canımız yanıyor hiç düşünmüyorlar mı?







: Evet ya.... Bir de hepimizin bu dünyada bir görevimiz var. Sadece zevkleri için bizleri öldürdükçe, Doğanın bize verdiği görevler de yapılamıyor. Aslında bu durum sonuçta insanoğluna zarar verecek farkında değiller mi acaba?...








FOK KATLİAMİNA SON /verilecek mi?/



: heeeeey!!!!
arkadaşlar duydunuz mu? ab. dedikleri ülkelerde yaşayan insanlar fok ürünlerinin ithalatını yasaklamışlar...






: ne demek yani bu şimdi?











: bu demek ki, artık ab ülkelerinde yaşayan insanlar için foklar öldürülmeyecek.









: yaşasıııııııııınnnnnnnnn!!!!






: evet biz de çok sevindik bu habere ama bu kadar şenlik yapmayalım istersen. Çünkü yavruları daha yeni öldürülmüş anne fokların acıları henüz çok taze...





: sağol sevgili papağan... evet acımız henüz çok taze ama bu yasağa biz de çok sevindik... Umuyoruz ki insan yavruları gibi bizim yavrularımızın da yaşam hakları kabul edilmiş olur bu yasakla...




1 Mayıs 2009 Cuma

cennete hoş geldin POLİ...





: Arkadaşlar bakın bu POLİ...











: Hoş geldin POLİ... Bize katıldığın için çok mutlu olduk...







: Sağolun arkadaşlar... Hoş buldum...









: Biliyoruz arkadaşım sen de çoğumuz gibi insanların kötü davranışlarıyla karşılatın.
Ama eminiz ki sen de onları çoktan affettin bile... Değil mi?







: Evet haklısınız dostlarım... Ben sadece çocuklarla oyun oynamak istemiştim... Ama onlar bana eziyet ettiler...
İnanırmısınız çok canım yanmasına, hatta gözlerime sıktıkları deodorant yüzünden iki gözümde görmemesine rağmen, izin verselerdi onlarla oynayabilirdim gene de...





: Biliyoruz dostum... Hepimiz öyle değil miyiz... Ama insan anneler babalar çocuklarını o kadar hırpalıyorlar, sürekli dövüp, itip kakıyorlar ki çocuklar da bunu öğreniyorlar.
Ve üstelik yedikleri dayakların sonucunda içlerinde biriken öfkeyi anne babalarına gösteremeyince, onlar da bizlere boşaltıyorlar öfkelerini...
Sadece anne ve babalarının bu hastalıklı ruhları yüzünden pek çok çocuk cani oluyor.
İşin kötüsü o anne babalar bunun farkında bile değiller.




: Ben de bunu anlamıyorum zaten... Ne var sanki şu güzel dünyada hepimiz gönlümüzce yiyip, içip hep beraber oynasak...

Ama bakmayın tüm insanlar kötü değiller.
Mesela, benim o kadar çok insan dostum var ki..
Naz, Semra, Mehmet, Burcu, Hülya, Nazire, Selen, Ahmet, sonra tedavimi yapan hekim amcalar... daha ismini sayamayacağım kadar çok dostum varki...
Unutmadan bir de Arzu var. Eğer cennete gelmeseydim O beni evlat edinecekti...



: Aaaa ismini saydığın dostların bizim de dostlarımızdı... Ne rastlantı ama...





:Bir de hiç görmeden çok sevdiğim Arzuyu...
İnşallah benim arkamdan çok üzülmemişlerdir...


Benim buradan onları görebildiğimi, hala daha yüreğimin onlarla olduğunu inşallah hissediyorlardır.

Heeey!! sevgili dostlarım inanın ki ben burada çok mutluyum.
Ne olur benim için üzülmeyin. Tersine ben şimdi mutlu olduğum için siz de mutlu olun.
Ha o çocuklara da sakın kızmayın.
Eğer yapabilirseniz, anne ve babalara, çocuklarına herşeyden önce sevmeyi öğretmelerini sağlayın.

BEN HEPİNİZİ ÇOOOOK SEVİYORUM...

(not: burada anlatılan olay ne yazık ki gerçektir. Küçük çocukların sırf zevk(!) için gözlerini deodorant sıkırak kör ettikleri poli canımız, gençlik hastalığına yenik düşmüştür. O hep bizim yüreğimizde olacaktır...)